top of page

O / Hakkari'de Bir Mevsim Ferit Edgü YKY

Ferit Edgü 1964’te er-öğretmen olarak gittiği Hakkâri’nin Pirkanis köyünde yaşadıklarını yıllar sonra düşle gerçeği bir arada kurgulayarak bu romanında anlatmıştır. Bir kış mevsimi boyunca -kitaptaki ifadeyle - Hak. İlinin Pir. Köyünde yaşamları birbirine giren insanların dünyası, yoklukla, yoksullukla mücadelesi ile kitabın kahramanının yabancılaşma ve varoluş meseleleri anlatılır. (wikipedia)

Kahramanımız bir deniz kazası veya sürgün neticesinde kendisini yabancı bir yer ve zamanda bulur. Bu yabancılaşma teması esasında romanın “leitmotif”idir. Hatta romanın adına da bir zamir olarak yansır kahramanın adı “O” dur sadece. Bu yabancılaşma sadece yer ve zamanla sınırlı kalmaz. O, aynaya baktığında bile adeta bir yabancıyla yüzleşir.

Kahramanın kendini bulduğu yer tamamıyla bilinmezliklerle örülüdür onun için, dillerini bilmediği, iklimini yaşamadığı, feodal ilişkilerin hakim olduğu ve devletin elini eteğini çekip yalnızlığına bıraktığı topu topu 13 haneli 114 nüfuslu bir yerdir. Kurgunun enstrümanları bilinmezliğe katkıda bulunur. Çevresinden ve imkanlarından kopuk bir köy, öğretmenliğe soyunmuş bir denizci, dillerini bilmediği öğrencilere kendi dilini öğretmeyi görev bilen bir muallim. Ölümü kanıksamış bir halk. Yoksulluğu ve zorlu şartları hayat biçimi olarak benimsemiş çocukların naifliğinde evrensel uzlaşma arayışları. Kahramanımız bir yandan yoksulluğun ve çetin şartların acımasızlığına isyan edip çırpınırken diğer yandan bu yörenin insanlarını anlamaya ve yörenin tabiatına alışmaya çalışır. Muhtar bir yerde “onlar da diğer çocuklar gibi iyidir. Güzel şeyler öğret onlara” derken esasında devletin kendi çıkarları için empoze ettiği tek kalıp bireye yönelen şeyleri değil hayata dair evrensel doğruları öğret der. Onlara ön yargılı olma tüm dünyada çocuk naifliğiyle hayata başlar, sonra değişik renklerdeki zehirlerle yetişkine dönüşür. Kitaptaki Süryani kitapçı masalsı hikayeye gizem katar. Ona eski dilde bir harita verir. Bu çevresindeki bilinmezliğe bir kapı daha açar. Kısa zaman öncesine kadar bu topraklarda bir dille yazılmış olmasına rağmen öğretmen bu dili anlamaz. Küçük kitapçı dükkanının gizemli bilge sahibi bu toprakların barındırdığı kültürel zenginliğin değeri bilinmeyen bir figürü olarak yitip gider bir zaman sonra.

Ferit Edgü’nün abartısız, yalın, minimalist diye tabir ettiği öykücülüğünün de izlerini taşıyan bu roman gerek kurgusu gerek karakterleri ve çağrışım zenginliğiyle çok değerli bir edebiyat örneği.


Featured Posts
Recent Posts
Search By Tags
Follow Us
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
  • Google Classic
bottom of page